Son yıllarda sizlerde herkesin çocukluk travmalarını konuştuğunu fark ettiniz mi? Bütün uzmanların her yaşanılan zorluğu yaşanılan ruhsal travmalar ile açıkladığına şahit oluyor musunuz? Psikiyatristlerinden, psikologlara, teta healingçilerden, yogacılara hemen herkes travma konuşuyor. Çocukluk travmaları hakkında damgalamanın azalması ile insanlar daha rahat konuşabiliyor olması çok sevindirici. Yalnız bu durum her yaşanılan zorlukları travma olarak anlamlandırmasına neden olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bu yazıyı yazmak istedim.
Çocukluk travmaları bir olay değildir, kişinin yaşadığı deneyimdir.
Travma ne yaşadığınızdan çok bunu yorumlama şekliniz, sizi ne düzeyde etkilediği ve değiştirdiğiyle alakalıdır. Travmalar çoğu zaman yalnızca yaşanılan olaylardan değil, kişinin bu olayları nasıl deneyimlediği ile ilgilidir. Bunu en yakın yaşadığımız deprem trajedisinden sonra da gördük. Depremden etkilenen herkeste travma sonrası stres bozukluğu görülmedi. Bu yüzden yazıma çocukluk travması ve travma sonrası stres bozukluğundan bahsederek başlayacağım.
Çocukluk Travması Nedir?
Her yaştan insanı etkileyebilen travma durumu özellikle toplumlarda çocukluk travması olarak tanımlanmaktadır. Çocuklar etrafında olup biteni yetişkinler kadar idrak edemez ve dolayısıyla onları fiziksel veya zihinsel olarak etkileyen durumları tanımada, neden-sonuç ilişkisi kurmada ve baş etmede pek de başarılı olamaz. Çocuk yaşta maruz kalınan olumsuz olaylar sebebiyle gelişen davranışlar ileride kişiliğe de etki eder. Kişilikte önemli yaralar açan travmalar ise yaşadığımız olayları yorumlama biçimimizi değiştirir.
Çocukluk Travmasının Oluşmasındaki Etkenler
Çocukluk travmasının sebepleri pek çok farklı şekilde olabilir. Travmaya sebep olan durum yapılan bir şey de olabilir (taciz, istismar vb.), yapılmayan bir şey de (sevgisiz ve ilgisiz yetiştirilme gibi).
Yaygın kanıya göre travmanın oluşması için yaşanılan olayın veya durumun çok büyük çaplı bir şey olması beklenir. Aslında bu doğru değildir. Bir şeyin travmaya sebep olması kişinin o şeye verdiği tepki ile alakalıdır. Size çok basit gözüken bir olay bir başkası için ciddi bir travmaya sebep olabilir, tabi burada olayın ne kadar süre devam ettiği de önemlidir. Örneğin bir ebeveyniniz size bir kez ‘beni seviyorsan bunu yapmalısın’ dediğinde ve yaptığınızda bu basit gözükür fakat tekrarlanan bir şekilde ve uzun zaman boyunca buna maruz kaldığınızda bu artık bir istismar ve sizde de bir travma etkisine dönüşebilir.
Çocuklarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri
- Küçük yaştaki çocuklar oyun oynarken travmaya sebep olan olayı tekrar tekrar sahneleyebilir
- Tetikleyici bir unsur ile (havai fişek, siren sesi, bağırma, şimşek çakması) aşırı tepki gösterebilirler
- Sebepsiz panik hali
- Tekrarlayan kabuslar ve uykusuzluk
- Duyguların donması ve tepkisizlik
- Az konuşma veya aşırı konuşma
- Kendine zarar verme eğilimi (saç çekme, sert cisimlere yumruk atma vb.)
- Konuşmada veya fiziksel aktivitelerde gerileme
- Ölüm korkusu
- Sinirlilik veya öfke patlamaları
Çocukluk Travmasının Kalıcı Etkileri
Travmaya bağlı izler fiziksel veya psikolojik olabilir fakat çoğunlukla psikolojik şekilde görülür. Ayrıca fiziksel izleri tespit edip doğru yöntemlerle iyileştirmek psikolojik olanlara kıyasla daha kolaydır. Psikolojik olarak travmaya bağlı gelişen etkilerin tespiti çocuğun yaşına, deneyimleme ve anlamlandırma süresine ve analiz yeteneğine göre değişiklik gösterebilir. Psikolojik durumuyla ilgili konuşmak bir çocuk için zordur bu yüzden aileler bazen çocuğunun bir travmaya maruz kaldığını bile anlamayabilir. Çocukluk döneminde fark edilmeyen etkileri yetişkinlik döneminde tespit etmek ise işleri biraz daha zorlaştırır.
Travmaya bağlı oluşabilecek etkileri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu
- Depresyon
- Aşırı kilo alma veya verme eğilimi
- Kronik uykusuzluk
- Yeme bozuklukları (anoreksiya, bulumia)
- Obsesif Kompulsif Bozukluk
- Alkol ve madde kullanımına eğilim
- Stres
- Sosyal fobi
- Fiziksel rahatsızlıklar
Burada fiziksel rahatsızlıklar olarak belirtilen etkiler daha çok, vücutta aşırı stres sebebiyle bağışıklık sisteminde meydana gelen bozulmalardan kaynaklanır. Bu etkiler mide-bağırsak sorunları gibi dışarıdan görünmeyen etkiler de olabilir, cilt rahatsızlıkları gibi kendini belli eden etkiler de. Daha önceden mevcut olan hastalıklarda da ilerleme veya tedavi edilmiş hastalıklar da nüksetme de görülebilir.
Travmaya sebep olan duruma göre sonrasında görülen etkiler de farklılaşabilmekle birlikte, yeme bozukluğu gibi fiziksel etkiler daha çok taciz ve istismar gibi fiziksel travmalardan; kaygı ve özsaygı yitimi gibi psikolojik etkiler ise daha çok ilgisiz bir ortamda yetişme veya sözlü olarak küçümsenmeye maruz kalma gibi psikolojik travmalardan sonra ortaya çıkmaktadır.
Travma sonrası etkilerin süresi terapinin uygunluğuna göre değişebildiği gibi travma yaratan olaya ve maruz kalan kişiye göre de değişebilir. Örneğin yapılan çalışmalara göre 2. Dünya Savaşı gazilerinden günümüzde hala travma sonrası stres bozukluğu yaşayanlar vardır.
Travmaya Maruz Kalan Çocuğum İçin Ne Yapabilirim?
Çocuğunuzla Konuşun
Çocuğunuzun travmaya maruz kaldığını düşünüyorsanız bir ebeveyn olarak yapmanız gereken ilk şey onunla konuşmaktır. Çocukların iletişim yeteneği mükemmel değildir hele ki onlar için korkutucu bir durum söz konusuysa konuşmaları biraz daha zordur. Yine de çocuğunuzla onun anlayabileceği şekilde konuşarak sorunun nereden kaynaklandığını öğrenmeye çalışın. Sizinle konuşmak istemezse yakın bir arkadaşı veya bir öğretmeniyle konuşmak isteyip istemediğini sorabilirsiniz. Konuşarak iletişim kurmak istemezse veya sözlü iletişim becerileri iyi değilse çizerek veya el-kol hareketleriyle iletişim kurmasını isteyebilirsiniz.
Onu Nasıl Etkilediğini Gözlemleyin
Çocuklar için konuşmak zordur hele ki bir yetişkinle. Bu yüzden çocuğunuzun bu travmadan ne derece etkilendiğini anlamak için çaba göstermeli ve incelemelisiniz. Travmaya sebep olan olaydan veya durumdan sonra çocuğunuzda ne gibi değişiklikler oldu? Ne gibi alışkanlıklarını bıraktı veya yeni alışkanlıklar kazandı?
En kolay gözlemleyebileceğiniz etkiler yeme ve uyku alışkanlıklarıdır. Çocuğunuz eskisine göre daha az veya daha çok mu uyuyor? Eskisine göre daha az veya daha çok mu yiyor?
Çocuğunuzun duygu durumundaki değişiklikler de travmayı ne derece yoğun yaşadığını gösterebilir. Örneğin eskisine göre daha mı sinirli veya daha mı sakin?
Görmezden Gelmeyin
Travmaya maruz kalan ister bir çocuk olsun ister bir yetişkin, yaşanılan durumdan kaçınmak, olmamış gibi davranmak ve üstünü örtmeye çalışmak sorunu çözmeyecektir. Kaçınma durumu tedavi süresini uzatabilir ve iyileştirmeyi geciktirebilir.
Destek Alın
Sizin veya çocuğunuzun travma yaşadığını veya travma sonrası etkileri gösterdiğini düşünüyorsanız mutlaka bir uzmandan yardım alın. Profesyonel destek yaşadığınız travmayı anlamlandırmada, farkında bile olmadığınız başka travmalarınızı gün yüzüne çıkarmada, onlarla nasıl mücadele edeceğinizi ve iyileştireceğinizi öğrenmede büyük fayda sağlayacaktır
Destek Olun
Travma sonrası terapi gören çocuğunuz için belki de yapabileceğiniz en iyi şey yanında olduğunuzu bilmesini sağlayarak ona destek vermektir. Terapiye birlikte gidebilir, terapistin verdiği ödevleri birlikte yapabilir, sizden nasıl bir destek beklediğine dair çocuğunuzla konuşabilirsiniz.
Yeni Terapi Modeli: Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Yazarak Yüzleştirme Terapisi
Travma sonrası stres bozukluğunda şimdiye kadar çok etkili sonuçlar veren birçok terapi yöntemi geliştirilmiştir (Travma odaklı bilişsel davranışçı terapi, EMDR, destekleyici psikoterapi gibi). Yeni bir terapi yöntemi olan ‘yazılı yüzleştirme (exposure) terapisi‘ ise uzatılmış maruz bırakma psikoterapilerine benzer düzeyde etkili bulunmuş. Ayrıca, terapi seansları hem daha kısa hem de daha az (5-7 seans); tedavi bırakma oranları da çok daha düşük (%12.5 vs. %35.6) olarak bulunmuş.
Bu terapide hastadan travma oluşturan deneyim ve deneyim esnasındaki duygu ve düşüncelerini olabildiğince ayrıntılı bir biçimde yazması, yazma sürecinden sonra ise terapisti ile konuşması istenir. 5 ila 30 dakika arasında süren bu seanslar tekrarlandıkça hastada travma sonrası etkilerin önemli ölçüde azaldığı gözlemlenmiştir.
Bahsedilen çalışma erişkinlerle yapılmasına rağmen çocuklar içinde oldukça etkili olabileceğini düşünüyorum. Çünkü benzer bir protokol Cohen ve arkadaşlarının protokolünü oluşturduğu TF-CBT’de de yer alıyor. Klinikte özellikle ergenlik öncesi çocuklarda oldukça etkili olduğunu görüyorum. Psikofarmakoloji kongresinde detaylıca anlattığım TF-CBT’de, çocukların genellikle sekreterleri ya da editörleri oluyor, yaşadıkları travmatik deneyimleri kaleme almalarına yardımcı oluyorum. Diğer yandan yazarken yaşadıkları olayları nasıl deneyimlediklerini öğrenme ve müdahale etme şansı buluyorum.
Çocuk yaşta yaşanan travmalarla ilgili yeterli destek ve iyileştirme yapılmazsa, sonrasında görülen etkiler uzun bir süre kişinin hayatında tekrarlanmaya devam edecektir. Çocukken böyle bir tedavi görmediyseniz bile yetişkin hayatınızda travma etkilerine sahip olduğunuzu düşünüyorsanız bir terapist ile görüşmenizde fayda var. Kendiniz için yapacağınız hiçbir şey için geç değil.
Eğer daha fazla bilgi almak veya bir online görüşme talep etmek isterseniz, lütfen buradan bana ulaşabilirsiniz.